Cuma, Ocak 28, 2011

Baba, Oğul ve Kutsal Roman adına

Bir kitabın best seller olması onu kesinlikle iyi bir kitap yapmıyor.

Baraka(The Shack) 2008'de NY Times Bestseller'ı, 2009'da Amazon'da en çok satan olmuş bir kitap... 1,5 Milyon'un üzerinde satış rakamı var!

Süper! Son zamanlarda ben de popüler bir şeyler arıyordum. Akımlar ne yönde, ne gibi romanlar satıyor, bilmek lazımdı. Öncelikle Amazon'dan getirtmeyi düşündüm daha sonra ise vaz geçtim. Türkçesi varsa cümlelerime yardımı dokunur, diye düşündüm. Vardı ve aldım.

"Hristiyan Romanı" diye bir tabir olduğunu daha önceden bilmiyordum. Kitabı satın aldığımda da, sonrasında da böyle bir nesnel ayrım olduğundan haberdar değildim. Bu cehalet "Artık yeter..." deyip de satırları atlaya atlaya okumaya başladığım düne kadar devam etti. Bir de baktım ki böyle bir janr varmış ve bu bestseller roman da işte o janr'danmış.

Yanlış anlamayın; hiçbir zaman Hristiyanlıkla ilgili bir derdim olmadı. Ülkemdeki genel tavrın aksine, "iyi lan, en azından bunların manyak olanları intihar saldırısı yapmıyorlar..." diye düşünür, onların muhafazakarlarını bizimkilerden farksız tutardım. (Aralara not girmeyelim. Evet efendim, haçlı seferleri, dünyanın gizli efendileri, zulümler, ayrımcılıklar:Teferruat! Dünyadaki tüm kötü insanlar aynı dine mensuptur: Hoşgörüsüzlük Dini...)

Benim derdim bu türden romancılıkla.

Şefkatli bir agnostik olarak Tanrı'yı ve Dinleri içeren yapıtlar hoşuma gider. Zaten temaları hep aynıdır ve iyi bir romancılıkla yüreğinizi yükseltirler. Umut, inanç ve sevgi aşılarlar; yılda bir doz alır rahatlarsınız. Ama bu romanda bir hata var! Ufak tefek dini temalar içeren, evrensel düstura destek veren ortak noktaya giden bir yapıt değil bu. Evet sevgiden bahsediyor, evet acılardan konuşuyorlar amma... Kitap resmen dünyadaki tek dini Hristiyanlık olarak görüyor. (E ama Hristiyan Romanı, demeyin. Edebi eser olarak bakıyoruz şu anda. Zaten aksi durumda söylediklerimin tamamı yanlış olur.) Hangi dine mensup olursanız olun Tanrı'lı romanınızda diğerlerini "hiç" görürseniz, bu yazdığınız roman onu edebi boyutuyla inceleyenler tarafından "hor" görülür.
Ucu açık bırakılan her şey size hayal etmeniz için bir fırsat verir. Koyduğunuz bariyerler ise yapıtı kısıtlar. Bu roman hapis bir roman. Başka başka ihtimaller, dünyanın öte tarafındaki şüpheler yok! Yumuşak laflarla kaplanmış kesin yargılar var.

Üstüne üstlük kötü bir anlatıma sahip. Sahtekar repliklere sahip bir teslis portrelenmekte. Has Mitolojilerden bu yana insanlar defalarca Tanrıları veya Tanrısal varlıkları kişileştirip edebi zeminde birer karakter haline getirmiştir. Bu işin bir kuralı yoktur ama nedense edebi açıdan hiçbiri göze batmaz. Bunun en önemli sebebi ise bu karakterlerin hep süper bir gizem perdesiyle korunmalarıdır. Sıradan insan tavırları bile bir acayiptir. Kahveyi "Gece kadar kara, günahlar kadar tatlı" isteyen Mr Nancy'yi düşünün hele. Yazarın bu romanda betimlediği teslis ise anti-zenofobik (çok kültürlü) görünmeye çalışan neşeli bir grup. Herkesin keyfi yerinde; herkes bir boş işler peşinde, takılıyorlar.

Nazilerin üniformaları bu kadar etkileyici olmasaydı, herhalde ikinci dünya savaşı başladığı gibi biterdi.
Demek istediğimi anladınız değil mi?!

Normal aklı başında bir hristiyansanız bile bu kitabı yarıda bırakabilirsiniz. Acılar arasında kaybolmuş ve kendini körlemesine dine adamış olan 1,5 milyon insanı mutlu edebilecek, kilisede bulamadıkları cevapları onlara sunabilecek bir roman bu.
Sana bana göre değil yani...

Şunu sevenlere dönüp "Kardeşim, sen git bir Scott Adams oku," demek geliyor içimden.
Dinsel, Tanrısal temalı yormayan bir roman içün (üstelik online hali bedava; kitabı okuduktan sonra eşe dosta hediye etmeniz için paralı paperback'i de var):
http://www.andrewsmcmeel.com/godsdebris/

Beğenebilirsiniz.