Pazartesi, Mayıs 14, 2012

Pornocu Leydiler Diyarı


Tamam; Türkiye'de bir şeyler çok kötü gidiyor, ama sövüp saymadan önce doğru olmaya dikkat etmek lazım.

En basitinden "Avrupa'da böyle mi yeaa," diye nara atmaya lüzum yok.
Evet, ben attım. Derken, acılı deneyimlerle pek çok şeyin "böyle" olabileceğini öğrendim. Tam ona şaşırırken, bazı şeylerin daha beter bile olabileceğini gördüm. Üstüne üstlük bütün bunlar Avrupa'nın en gelişmiş 3 ülkesinden birinde gerçekleşti.
Bu bir hataydı, öğrendim; bir daha yapmaz oldum.

Tabii ki bütün bunlar çok normal şeyler. Baksanıza Başbakanın bizzat kendisi de aynı hatayı yaptı. Devlet eliyle tiyatroculuk mu olur, yok böyle şey Avrupa'da dedi; Avrupa'da böyle şeylerin olduğu ortaya çıktı.

Milletimiz için Avrupa hem tarihi düşman hem de bir kıstas. Bunun etnik-kültürel-antropolojik bir takım sebepleri var elbette. Kimi zaman "Elin Gavuru" olan Avrupa, yeri geldiğinde eylemlerimiz adına en önemli cetvel kabul ediliyor; sunulacak takdirin boyutları ona göre düzenleniyor.
(emin olun: üzerine doktora tezi yazsanız da bu işin sırrını çözemezsiniz)
(emin olun: aynı hikaye Ortadoğu'da, Kafkaslar'da, Balkanlar'da da benzer bir biçimde yaşanıyor)

E, öyleyse kıyaslamayacak mıyız? Hayır! Asla... Kıyaslamak şart. Hem de aynen Avrupa'yla, Amerika'yla. Veya daha düzgün betimlemek gerekirse: Antik bilgiyi, Rönesansı, Aydınlanmayı, Post Modernizmi kendine kerteriz almış kim varsa, onunla!
Sakınılması gereken yanlış ise "kıyasladıklarımızı tanrılaştırmak" veya "olmadıkları yerlere koymak".



Peki esas konu ne?



Tabii ki de PORNO!
(gülümseyen surat)

Biz BTK'nın güvenli internet nanesine küfrederken Britanya'nın önemli internet servis sağlayıcılarından TalkTalk olayı devreye soktu.
Hem de önemli bir farkla: Türkiye'de güvenli internet istiyorsanız servis sağlayıcınızı arayıp "yap şu işi kardeş," demeniz gerekiyor; TalkTalk kullanıcısı Britanyalılar ise güvenli internet istemediklerinde servis sağlayıcılarını arıyorlar. Yani bağlantı kapınıza geldiğinde kullanıcıya sunulan halihazırdaki seçenek maalesef "güvenli olan".

BTK'yı alkışlamayacağım elbette. Güvenli internet tamamen oy ve makam kaygısıyla desteklenen, geliştirilen bir şey. Masum "kelime tanımının" arkasında ne hesaplar döndü kim bilir. Ama şunu biliyorum, TalkTalk müşterisi olmaktansa BTK'nın sevgili kulu TTNET'in müşterisi olmayı yeğlerim.

Diğer Taraftan: Güvenli İnternet Neden Gerekli?
Düşün... 40 yaşında Someone'iye Hanım. Ev hanımı. İyi dolma sarar.
12 yaşında bir çocuğu var, ismi Haydutcan.
Someone'iye teyze facebook'a girerken bile Haydutcan'a soruyor, "nereye basıyorduk," diye. Şimdi bu kadından Windows'un default güvenlik ayarlarını değiştirip, built-in sistemlerle ev bilgisayarına çocuk filtresi koymasını bekleyebilir miyiz? Hayır.
Onun yerine Someone'iye Hanım n'apıyor; 444 0 375'i arıyor. "Şu bizim interneti bi güvenliyin lütfen rica etcem," diyor.
Soru: İyi de neden filtre gerekiyor?
Cevap: Haydutcan haydut olmasın veya haydut olma ihtimali azalsın diye.
Şimdi şöyle,
Someone'iye hanım biraz gerizekalı. Bilime falan inanmıyor. Onun bir şeyleri öğrenebilmesi için sabah programlarında doktorların bas bas bağırması gerekiyor. Haliyle Haydutcan da genetik olarak biraz öyle. Pipisini elektrikli süpürgeye kıstırabilecek zekaya sahip.
12 yaşında bir veledin beyni internette öğrendiği manyakça şeyleri okuldaki arkadaşları üzerinde denemesine müsade ediyor.
Ve ilk kurbanları da senin benim çocuğum oluyor.
Anlatabildim mi?
Sen istediğin kadar iyi yetiştir çocuğunu; başkasının çocuğu sapıttığında gelir seninkini ezer veya yoldan çıkarır.
Hah! Ekstrem örnek. Bu tür şeyler olmuyor. Çocuk gelişimini etkileyen bir milyar faktör falan var. Katılıyorum. Böyle bir şey olmaya bilir de.

Ancak hayat, olasılıkların belirli noktalarda yoğunlaşıp belirli noktalarda seyrekleşmesiyle oluşur.


O altına imzanızı attığınız toplum sözleşmesi de devleti bu olasılıkları kontrol etmeye iter. Ve maalesef, bu doğru bir harekettir.
Haydutcan gibi veletler ne kadar az ceset fotoğrafı görür, ne kadar az pornoyla karşılaşırsa toplum düzeni o kadar iyi olur.


Olay bu,
Can Toraman.



Beni tanıyan 40 yaş üstü insanlar, lütfen bu satırdan sonrasını okumayın.



Laflarıımdan AKP yandaşı olduğumu çıkaran gerizekalılar varsa,
tekrar ediyorum:
Hepinizin ta amına koyim.
Oldu mu?





Photo: Ramberg Media Images

Hiç yorum yok: